Güneşli ve sıcak bir temmuz sabahı…
Tarihler 20 Temmuz 1974’ü gösterirken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kıbrıs’a düzenlediği askerî harekattan bir yıl sonra, bu ülkedeki Türklerin motivasyonunu yükseltmek amacıyla bir futbol turnuvası düzenlenmişti.
Ocak 1975’te düzenlenen turnuvaya Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Kıbrıs Karması davet edilmişti, ancak Fenerbahçe turnuvaya katılmayınca ya da katılamayınca, yerine o günlerde Türk futboluna adını yazdırmaya başlayan Trabzonspor turnuvaya davet edilmişti.
Ben de ortaokul öğrencisiydim ve Trabzonspor’un minik-yıldız futbol takımında oynuyordum o yıl. Karadeniz kentini ve kulübünü bu davetle bir heyecan sarmış, tüm hazırlıklar süratle yapıldıktan sonra, bordo-mavili kulüp C47 tipi bir uçakla Kıbrıs’a gitmişti, hatırlıyorum.
Turnuvanın ilk maçı ve hatta Türk takımlarının, Kıbrıs tarihinde ada da oynadığı ilk maçı olan Galatasaray-Trabzonspor karşılaşmasını, rahmetli Ahmet Suat Özyazıcı’nın teknik patronu olduğu Trabzonspor, bu maçı Mehmet Cemil Altun ve Hüseyin Tok’un golleriyle, Girne’de 2-1 kazanmış ve finale yükselmişti.
Diğer karşılaşma da Kıbrıs Karması’nı 2-0 yenen Beşiktaş ile final de, Trabzonspor karşı karşıya gelmişti.
Bu maç ise Kıbrıs’ta; Gönyeli Spor Kulübü’nün stadında toprak zeminde oynanmış ve maçı rahmetli Tuncay Mesci’nin, çok güzel bir golüyle 1-0 kazanan Trabzonspor, Türkiye 1. Futbol Ligi’ne yükseldikten sonraki ilk siftahı olan, o günlerin en anlamlı ve en büyük kupasını almıştı.
Trabzonspor’un kent meydanındaki Şamil Ekinci Müzesi’nde sergilenen bu kupa, hacim olarak diğer kupalardan daha büyük görüntüsüyle dikkat çekerken, belki de Trabzonspor efsanesinin başladığı dönüm noktasıydı; Kıbrıs Barış Kupası…
*
Maddi olarak hiçbir önemi bulunmayan bu kupa; manevi olarak ‘’Anadolu İhtilali’nin’’ ayak sesleri olmuştur, diye düşünmüşümdür hep…
Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra devletin ileri gelenleri tarafından, bir yıl sonra da olsa savaşın ayak izlerinin yavaş yavaş silinmesi gerektiği, konuşulmaya başlanmıştı artık.
Ortak akılla bir futbol turnuvası düzenlemek fikri ortaya atılır ve Türkiye’de lig şampiyonluklarını o güne kadar yaşayan sadece bu üç kulüp; Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ve de Kıbrıs Ligi’nden bir karma oluşturularak yapılan bir takım, turnuvaya davet edilmişti.
Sebebini hatırlamıyorum, Fenerbahçe turnuvaya katılmak istemeyince, Türkiye’den başka bir takımın çağrılması söz konusu oluyor… Bu arada Trabzon’un yüksek ilçelerinden zor durumdaki bazı aileler, Kıbrıs’ta arazi karşılığı yavru vatana yerleştirilmeye başlanmıştı. O gün, bugündür de oradalar zaten.
Türkiye’nin o dönemlerde yükselişi başlayan ve en iyi futbol oynayan takımı olan Trabzonspor, o zamanın Süper Lig’i olan 1. Lig’deki bu ilk sezonunun devre arasında, Fenerbahçe’nin yerine turnuvaya çağrılıyor.
Trabzonspor, bu turnuvaya heyecanla gitmek istiyor ama gerekli maddi bütçe yok! Yanlış hatırlamıyorsam; İstanbul’da Trabzonluların sahibi olduğu bir holdingin sponsorluğunda, Trabzonspor takımı Kıbrıs’ın yolunu tutuyor…
Final de; Trabzonspor-Beşiktaş maçı öncesi, bordo-mavililerin kulüp başkanı ve kulübün 20 kurucusundan, şu anda tek hayatta olan Salih Erdem (91) ve bir grup yöneticisi maç öncesi oyuncularına: ”Kendinizi ve bu takımı kanıtlamanız için işte size bir fırsat.’’ diyerek, kısa bir konuşma yapmıştı.
Yavru vatan da, Galatasaray’dan sonra, Beşiktaş’ı da final de yenen Trabzonspor, haliyle ana vatanda büyük yankı uyandırmış, Trabzon Havalimanı’nda taraftarlarca karşılanmıştı.
Dönemin birçok basın-yayın kuruluşu; Trabzonspor Kulübü’ne, Kıbrıs Barış Kupası’ndaki sükseli başarısından dolayı, tebrik plaketleri göndermişti. Onlarda müzede!
Trabzonspor Kulübü’nün resmi web sitesinde “Denktaş’ın Anısına” başlığı ile Rauf Denktaş’ın vefatının ardından, arşivdeki resimler yayınlanmıştı ve zamanı geldiğinde de yayınlanıyor.
Kupanın en büyük özelliği ve çok değerli olmasının nedeni ise ‘’Barış Harekatı’’ ile bu turnuvanın ilk ve son kez düzenlenmiş olmasıydı.
Rahmetli Kazım Koyuncu’nun “Uy Aha” parçasının üzerine yazılan Trabzonspor Marşı’nın ilk satırları da, hatırlarsanız bundan bahseder.
“74’te başladı Karadeniz’in fırtınası,
ne büyük onurdu bize,
Kıbrıs’ın Barış Kupası.”